29 Ekim 2008

SansüreSansür Hareketi - Deniz Tan

Ben bir reklam yazarıyım ve uzun zamandır ReklamYAZILARI üyesiyim. Uzun zamandır bu grupta küçücük bir kıvılcımdan ateşlenen tartışmaları, mailler boyunca süre giden reklam eleştirilerini izliyorum ve bugün, bu noktada hayrete düşüyorum. Birazdan açıklayacağım sebepler yüzünden de artık bu gruptan ayrılmayı ciddi şekilde düşünüyorum çünkü bu grubun amacına artık pek de inanmıyorum.

Neden mi? Kristal Elma ve Sektörümüzün geleceği hakkında haftalarca tartışabilen bu grup, gündemimizdeki önemli bir konuyu, sektörümüzün geleceği acısından büyük vahamet taşıyan bir konuyu inatla, ısrarla görmezden geliyor. Evet, her gecen gün artan internet sansüründen bahsediyorum. 5651 sayılı yasa geçtiğinden beri, google groups, wordpress, youtube, dailymotion, blogger derken... Her gün yeni bir kapatma haberi okuyoruz gazetelerde ve biz hep susuyoruz.

Oysa dünyada viral pazarlama giderek önem kazanıyor. Viral ve gerilla mecralar ana mecraların önüne geçiyor her geçen gün, WOMM'in önemi artıyor. Bloglar, vloglar, facebook, youtube... Her şey artık viral olarak yayılmaya başladı. Bizim ise bu önemli mecramız tehdit altında.
Bir kampanya düşünüyoruz, bunun viral ayağı demeden önce bir kez daha düşünüyoruz çünkü artik Youtube yok. Bugün Blogger gitti. Yarın kim bilir hangisi gidecek bilemiyoruz.

Ve biz reklamcılar, dijitalciler, tasarımcılar, webciler hep susuyoruz. Oysa bu en çok bizi etkiliyor, bizim mesleğimize sekte vuruyor, dünyadaki gelişmelerin gerisinde kalmamıza sebep oluyor. Onlar yeni mecralar derken, bizim hep ve hala TV, basın, radyo odaklı düşünmemize neden oluyor. Sonra soruyor muyuz, bizim sektör neden gelişemiyor diye bu ülkede? Müşterilere söylenmeyi bırakıp çuvaldızı kendimize batırsak ya, ne yapıyoruz ki biz gelişsin diye reklamcılık?
Bugün reklam alanlarımız kısıtlanıyor, mecralar erişime engelleniyor ama bizden çıt yok. Oysa ki biz değil miyiz, buralardan para kazanan? Bizim işimiz değil mi bir şeyleri duyurmak, "awareness" yaratmak? Biz değil miyiz ödül almak uğruna paraları bayılıp, ghost ilan yayınlayan? Biz değil miyiz sosyal sorumluluk ilanlarını kreativite adına güle oynaya yapan?

Gelin görün ki bir ortak bildiri bile yayınlayamıyoruz sansüre karşı. Ironik değil mi?
Biz, bir avuç insan, tamamen sivil inisiyatifimizle Sansüre Sansür diye bir hareket başlattık, pek çok gazetede haber olduk. Reklam dünyasından, reklam dergilerinden çıt çıkmadı. Bir poster hareketi yaptık, yaratıcı olamıyoruz, müşteriler bırakmıyor diye ağlayan kreatiflerden katılım olmadı. Şimdi posterlerimizi sergiletmek istiyoruz, ama nasıl yaparız bilemiyoruz. Kendi cebimizden baskı parası toplamayı, galeri kirasını vermeyi düşünüyoruz çünkü sansürün en çok etkilediği sektör, yani bizim de içinde bulunduğumuz sektör, bizi görmezden geliyor, elini taşın altına koymuyor. Bir kişi kalkıp, bir durun biz basalım posterleri demiyor. RD, RV, RYD ve diğer tüm ilgili dernekler susuyor. Internet haberlerimizle çalkalanırken ReklamYazıları, böyle de bir hareket varmış demiyor. (Mod: Sitemizde bu yazıyı yayınlayarak başladık desteğe! Gecikme için kusura bakmayın!)

Biz, bir avuç insan, kendi kendimize ses çıkarmaya çalışıyoruz ama bir yere kadar ulaşabiliyoruz çünkü günün sonunda, değişim için arkanda güçlü isimler olması gerekiyor. Bir kurumun kalkıp, siz benim reklam alanımı kısıtladınız diye baskı uygulayabilmesi gerekiyor. Baskı üç-beş idealist insanin bağırmasıyla olmuyor, günün sonunda maddi kayıplarla acılıyor karsı davalar, Youtube'dan reklam arşivlerini izliyordum, artık izleyemiyorum da değil. Sadece prensipte karşı olmak yetmiyor değişim için, somut şeyler gerekiyor. Ama reklam verenler susuyor, reklamcılar susuyor, webciler susuyor.

Oysaki kalksa şu büyük derneklerden biri, toplu bir bildiri yayınlasa, ajanslar altına imza atsa, sansüre karşı ilanlar çıkılsa, posterler sergilense, o olsa bu olsa, belki bir şeyler değişebilirdi. Ne de olsa en iyi bildiğimiz iş kamuoyu yaratmak, bilinirlik sağlamak değil mi bizim?

Burası ReklamYazıları. Ama sadece reklam eleştirileri konuşuluyor. Sektörün geleceği adına böylesine tehlikeli bir ortam varken, bir şahsın kalkıp bir gazeteyi kapattırabildiği bir saçma uygulamalar silsilesi içinde yaşıyorken, koskoca blogger kapatılırken, dünya aya giderken ve biz yerimizde saymaya hatta geri gitmeye mahkum bırakılırken, sadece TV reklamlarının eleştirisi yapılıyor.

Ne zaman uyanacak bu sektör? Bu sansür TV'ye sıçradığında mı? Zaten hâlihazırda sıçramıyor mu?

Açıkçası, reklam sektöründen, reklam verenlerden, dijital ajanslardan, web tasarımı yapanlardan destek bekliyoruz. Sansüre karşı bir şeyler yapmak için hepinizi geç olmadan harekete çağırıyoruz.

Bizim hareketimizi merak ederseniz de detaylar icin buyrun: http://www.sansuresansur.org
Blog: http://sansuresansur.blogspot.com

Deniz Tan

Hiç yorum yok: